Hoh Hoh Hoo!! Mutlu Noeller!!
Hepimizin filmlerden izlediği, müzikleriyle, ilahileriyle
coştuğu, imrenerek baktığı Noel geliyor! Mutlu Noeller! Yok canım Hz İsa’nın doğumunu niye kutlayayım,
yeni yılın başını kutlayacağım ben diyorsanız size de mutlu yıllar! Hoh hoh
hooo!!! Mutlu yıllaarrr!! Ama bi' Christmas olsa, Santa Claus bizi de ziyaret
etse fena olmazdı, diyorsanız size de merhaba!
Gurbet ellerde olup da hasretlik çekmenin nadir
güzelliklerinden biri; Noel benim için. Din değiştirdiğimden değil, zaten Noel
kutlamak için Hıristiyan olmak şart değil. Buradaki nüfusun büyük çoğunluğu
inanmıyor zaten; ama yine de tatil yapmak, aile ile bir araya gelmek, kırismıs
marketlerde -biz burada marché de noel (marşe dö noel) diyoruz- profil fotosu
çekilmek, sıcak şarap içmek, yıllık çikolata ihtiyacının en azından paskalyaya
kadar olan kısmını karşılayacak kadar çikolata yemek gibi nedenlerden ötürü
seviyorlar. Tabii ben de seviyorum.
Ayrıca Noel’e yeni bir bakış açısı da getirdiğimi düşünüyorum.
Geçen
sene bunu Noel Gözlemesi olarak dile getirmiştim. Bu sene bu çalışmamı yaprak
sarması üzerinde denemek istiyorum. Yediğimiz tek şey bunlar değil elbette.
Geleneksel olarak pişirilen hindi, bizim evde iğdiş edilmiş horoz olarak yerini
buluyor. Bu şekilde düşününce insan kendini kötü hissediyor; ama içi yirmi
küsur değişik malzeme ile doldurunca yemeğe doyulmuyor. Hele bir de
kayınvalideciğimin elinden çıkma ise, of off. Yeme de yanında yat!
Bu yüzden de
25’i öğleden sonrası yenen yemeğin etkisi, ertesi gün midenizde devam ediyor.
Yani iki gün bir şey yemezseniz ben açım demezsiniz.
Yine de o kadar şeyin üstüne geleneksel
olarak Noel için odun şekli verilmiş pastalardan (la bûche de noel) yemem
diyemiyorsunuz.
Odun demişken, neredeyse herkesin evinde olan yılbaşı ağacı
burada da var. Le sapin diyorlar. Hem de canlı canlı. Her sene bir ağaççık
kesiliyor bu mevzuda ve yenileri ekiliyor bir sonraki sene için. Yine de
üzülüyor insan. O da can sonuçta. Yılbaşı ağacının kökleri ise Pagan
geleneklerine dayanıyormuş. Günümüzdeki şeklini ise Almanya’nın batısında bulduğunu
söylüyorlar. Üzerindeki kırmızı topçuklar önceki ritüellerde konan elmaların
yerine, mumlar ise Hz İsa’yı simgeliyormuş.
Benim burada öğrendiğim şey ise
ağacın altına hediyelerden başka bir de kreş adı verdikleri bir ahır, Hz
Meryem, azizler, hayvanlar ve bebek İsa’yı simgeleyen biblolardan oluşan bir
sahne yerleştirmeleri.
Hediyelere gelince, bu işin amacı hediyeler zaten. Tüm
dünyayı saran Noel, Christmas, yılbaşı çılgınlıkları tüm hızıyla devam ediyor.
Herkes arkadaşları için normalde hiç
almayacakları, hiç kullanılmayacak hediyelerin peşinde koşuyor.
İnternetten
sipariş ediyor, dükkandan alıyor ya da
sırf bu iş için kurulan, herkesin heyecanla beklediği marche de noel’e
gidiyor.
İlginç ilginç standlardan
seçiyor hediyesini,
mümkünse jazz müzik eşliğinde, sıcak şarabını yudumlarken. Bu
küçük pazarlar neredeyse bir ay öncesinde açılıyorlar. 24 gün önce diyelim
şuna. Bu 24 gün öncesinden başlayan süreye bekleme dönemi diyorlar.
Bu dönem için yapılmış takvimler var. Takvimin
içinde her güne ait çikolatalar veya resimler saklanıyor. Bazı Ortodokslar ise Noel’i Jülyen takvimine göre
kutluyorlarmış. Bu takvime göre 6 Ocak’ta
Hz. İsa doğmuş oluyormuş. Ülkemizdeki en büyük Hristiyan
grup olan Ermeniler de kutlamalarını 6 Ocak’ta gerçekleştiriyorlarmış. Bunun
sebebi ise şu an kullanılan Gregoryen takviminin Katolik bir din görevlisi olan
Papa bilmemkaçıncı Gregory tarafından düzenlettirilmiş olmasıymış. Benim favori takvimim; ise çikolata takvimi.
Noel deyince hepimizin gönüllerinde taht kuran Noel Baba’yı da unutmamak
gerek. Gerçek Noel Baba Anadolu’da yaşamış hıristiyan bir aziz
olan Piskopos Nikola biliyorsunuz ki! Evet her şeyde bir Türklük, her şeyde bir
Anadolululuk arıyorum, var mı! İsterseniz Demre'ye gidip Noel Baba Kilisesi'ni gezebilirsiniz. Piskopos Nikola çevresi tarafından çok sevilen
bir kişiymiş. Bu çevresi sadece annesi, babası ve arkadaşlarından oluşmuyor. Tüm
Avrupa , Rusya ve sonrasında da Amerika’dan bahsediyorum. Zaten öldükten sonra
da Aziz mertebesine ulaşmış. Aziz Nikola’nın kendilerini koruduğuna inanıyormuş
bu sevenleri aynı zamanda. Hatta denizciler birbirlerine bol şans dilemek için dümenini
Aziz Nikola tutsun, derlermiş. Hatta zamanla mitolojik karakterler bizim sevimli Aziz’e benzetilmeye başlanmış.
Deniz Tanrısı Poseidon mesela.
Aziz Nikola saygın bir kişiliğe sahipmiş ve
ayrıca çocukları da çok severmiş. Bu nedenlerden ötürü eski bir efsane olan
Noel Baba ile bu imaj bir süre sonra birleştirilmiş.
Yani yoksa Aziz Nikola’nın
geyiklerin üzerinde, karda soğukta işi neJ
Neyse Noel Baba kimse kim; ama tartışmasız hala pek çok hayranı mevcut. Hoh hoh
hoo!!! (Bu fotoğrafta subliminal mesaj aramayın lütfen!:)
Noel Baba’nın Noel’in gerçek amacını öldürdüğünü düşünenler var. Ekonomistler ekonomiye bir bakımdan zarar
verdiğini düşünüyorlar. (Kişinin aldığı hediyeye verdiği para ile, hediyeyi
kullanacak olan kişinin o ürüne vermek isteyeceği para arasındaki fark gibi bir
şey.)
Noel Baba’nın kapitalist düzenin önemli
bir yüzü olması (bu alışveriş dönemine, Noel alışveriş dönemi denmesi gibi) vs gibi problemler de varmış. Noel öyle dertsiz, tasasız bir şey değilmiş meğersem. Bu konular beni çok da
ırgalamamakla birlikte, ekonomistlere, sinekten yağ çıkarmaya çalışmamalarını
öneriyorum. Daha ne istiyorsunuz, millet sanki dünyanın sonu gelmiş gibi
alışveriş yapıyor, ekonomi canlanıyor. Hıristiyan amcalara da sesleniyorum. Böyle
bir şeyin varlığından Noel Baba olmasa dünyada haberi olmayacak insanlar kırismıs
şarkıları, ilahileri söylüyor. Kapitalist düzene uymak istemeyen de kutlamasın
arkadaşım zorla mı! Hoh hoh hoo! Kısaca Noel’i olan Noel’ini, Christmas’ını, Hanukasını,Kwanzaa'sını, yeni yılını kutlasın. Hepinize mutlu ve huzurlu inançlar, yıllar ve hayatlar diliyorum. Hoh hoh hooo!!!
20 Aralık 2013, Albertville
Yorumlar
Yorum Gönder
Hı hı evet! Hımmm...Devam edin lütfen...hımm..