Fransa'da Batıl İnançlar ve Kökenleri
Selam!
Sanırım martın 13'üydü. Bir cuma günüydü. Her şey yolunda gibi görünüyordu. Zaten yolundaydı da. İlla 13 cuma diye kötü bir şey olacak değil. Üstelik cuma günleri sevgili öğretmenimiz Florance' la yaparız derslerimizi. Daha eğlenceli geçer dersler. Neyse efenim o da bize bir sürpriz hazırlamış. Hani cuma, hani 13 ya. Batıl inançlar üzerine yaptık dersimizi. O kadar çok ki bu batıl inançlar. Çoğu da Avrupa'dan çıkma zaten. Orta çağın o karanlık, o pis, o puslu günlerinden çıkma. Herhalde o yüzden batıl diyoruz da doğul demiyoruz. Bariz batıdan gelmiş. Gerçi doğuda da batıl inançlar yok mu, illaki var. Onlardan da bahserim, meraklanmayın.
Fransa ile başlayalım. Bu, cumanın 13. güne denk gelmesi biraz karışık bir durum aslında. Tamam uğursuzluk getirdiğine inanıyorlar; ama uğur getirdiğine de inanıyorlar. Nasıl mı? Mesela cuma 13'te Fransa'da şans oyunu oynayanların sayısı üç katına çıkıyormuş.
Ya tutarsa!
Küçük ayıdan başkasını da görebilmiş değilim ya, evet tava gibi olan
Cuma da romalıların suçluları (ya da suçsuz, bilmiyoruz) idam cezasını uyguladıkları gün. Ben olsam ben de sevmem. Hz. İsa'nın da çarmağa gerildiği gün oluyor tabi haliyle. Hristiyanlar için ayrıca bir duygulu.
Yemek masasında 13 kişi olmanın uğursuzluk getirmesi inancı da
Hz İsa'nın hikayesinden kaynaklanmakta. Son yemeğinde 12 havari + Hz İsa. Ediyor mu size 13. Bu yüzden masada 13 kişi olması demek, birinin yakında öleceği manasını taşıyor. Aslında tamamen dini bir hassasiyet.
Tüm bunlara karşın İspanya'da 13 cuma değil, 13 salının uğursuzluk geleceğine inanıyorlar.
Çok baydım, biliyorum. Ama bunu da paylaşırsam bu 13 cuma korkunuzdan tamamen arınacaksınız; çünkü iyice gına gelecek:) 13 cuma korkusunun bilimsel adı "paraskevidekatriaphobie" Birazcık da Latince 101: paraskevi= cuma; dekatria= on üç; phobie= korku.
Sonracığıma ekmeği masaya ters koyma olayı var. O da orta çağdan kalma bir alışkanlık. Sınıfta öğretmenimiz kısaca nedenini anlattı. Uzunca versiyonu için Cumhuriyet Gazetesi'nde böyle bir yazıya denk geldim. http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/430790/Celladin_Ekmegi.html
Fransa'da idam cezaları 1981'e, yani bu ceza tamamen kaldırılana kadar giyotinle uygulanıyordu.
Ondan önce de yallah bismillah cellat efendinin bileğine kuvvetti.
Millet idam cezalarını çoğu zaman keyifle izlemekle birlikte cellatla kanka falan değillerdi. Açıkçası kimse sevmezdi onu. Sütoğlan kadar bile sevmezlerdi. Günahları kadar bile sevmezlerdi. Sevmezlerdi işte. Hatta onun yiyeceği ekmeği (le pain du bourreau), diğer ekmeklerden uzağa koyarlardı. Dalgın bir vatandaş alıvermesin diye de ters koyarlardı ekmeği. Damgalı taahhütlü. Olay bu işte. Ters koyunca bir şey olduğundan değil:)
Burada dikkat edilen bir diğer konu ise çiçeklerle ilgili. Aman dikkat bu gerçekten önemli! Fransa'da kimseye kasımpatı ve ya karanfil vermeyin. Çünkü bu çiçekler ölümü hatırlatıyor. Mezar ziyaretlerinde bol bol kullanabilirsiniz. Halbuki ne çok severim bu iki çiçeği.
Hele annem kasımpatıya bayılır. Ben de minik karanfillere. (ay çok sevimliyiz)
Dilek dileyerek tahtaya dokunmak, dört yapraklı yonca bulmak, kapının üzerine at nalı asmak (onun da orada ne işi var anlamış değilim), bardak kırmak (bak bunu sevdim, bugün çok şanslıyım o zaman), Sol ayağınızla köpek pisliğine basmak (sağa bonus yok), deniz askerlerinin (marin) beresinin kırmızı ponponuna dokunmak (son cümlenin her kelimesi ayrı komik bence) , uçan bir uğur böceği görmek ve gök kuşağı görmek de uğur getirdiğine inanılanlar.
Kökeni bu taraflar diye bu gelenekleri sürdürecekler, diye de bir şey yok elbette. Ben burada "Aman ekmeği ters koymayalım, aman bu gün 13 ve cuma, evden çıkmayayım,
" Bir cuma 13'ü huzurluca geçirmenin yolu; yataktan çıkma-mak!" Daha garanti... (Bu da işi iyice abartmış!)
Kısaca ve hatırladığım kadarıyla diğer ülkelerden de bahsedelim.
Kolombiya: El çantasını yere koymak uğursuz, güvercin pislemesi uğurlu.
Peru: Dream Catcher'lar oldukça revaçta,
kızıl gerdan (bir kuş cinsi)
Çin: Jade (yeşim) taşı
(bizdeki nazar boncuğu gibi) koruyucu.
Vietnam: Aynı fotoğrafta üç kişi olursa birinin öleceğine inanılıyor. (İyi bir nüfus planlama yöntemi olabilir). Ayağın kaşınması yolculuğa dalalet.
Bangladeş: Yeni doğan bebeklerin alınlarının sol üst kısmına nazardan korumak için siyah bir nokta konduruluyor.
Gürcistan: Birinin sizin hakkınızda konuştuğunu, kızaran kulaklarınızdan anlıyorsunuz.
Eğer siz de değişik batıl inançlar biliyorsanız ve paylaşmak istiyorsanız listeye ekleme yapabiliriz. Şimdilik bu kadar batıllık yeter. Hepinize iyi günler. İyi pazarlar. Tekrar görüşmek üzere esen kalın efendim. TRT kapanış müziği. İstiklal Marşı ve kapanış.
17.04.2015, Lyon
Yorumlar
Yorum Gönder
Hı hı evet! Hımmm...Devam edin lütfen...hımm..